Avrupa İslam Üniversitesi paneline geniş katılım

Avrupa’nın birçok kentinde lokasyonu bulunan Avrupa İslam Üniversitesi’nin (EIU) paneller serisinin Mannheim – Ludwigshafen ayağına vatandaşlarımız büyük ilgi gösterdi. 

Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı “Tarihten günümüze İslam dünyasında kutsal metinleri anlama, yorum ve faaliyetleri” başlıklı konuşmasında alimlerin Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’i günümüzün şartlarına göre  yorumlayamamaları durumunda Işid gibi radikal İslamcı belaların  musallat olacağını söyledi.

Aralarında Almanların da bulunduğu yaklaşık 300 kişiye hitaben konuşan Prof. Dr. Bahçekapılı özetle şunları söyledi:

“BİLGİ YOKSA YORUM YAPMA ZORUNLULUĞU ORTAYA ÇIKIYOR”

“Dünyada herşey insan için. Yatırımın insan için yapılması gerekir. Vahiy ile toplum arasında bir bağlantı vardı. Bunun da canlı öğreticisi vardı: Hz. Peygamberimiz. Peygamberimizin vefatıyla canlı bağlantı koptu. Elde kalan bir Kur’an-ı Kerim, diğeri ise Peygamberimizin Sünneti. Müminler Peygamber sonrası meselelerde önce Kur’an’a müracaat ediyor, Kur’an’da yoksa Sünnete başvuruluyor. Sünnette bulunmazsa kişinin bilgi ve becerilerine göre Kur’an ve Sünnete göre kıyas yapılması gerekiyor. Mesele hakkında bilgi yoksa yorum yapma zorunluluğu ortaya çıkıyor. İçtihatların farklılığının nedeni bu zorunluluktur. Bundan dolayı da mezhepler ortaya çıkmıştır.  Peygamber dizinin dibinde yetişen sahabeler peygamber tarafından iyi yetiştirilmiş düşünceye değer veren Kur’an’a ve Sünnete göre icraat yapan insanlardır. Buna rağmen bazı sahabeler lafsa değer veriyor bazıları ise manaya takılı kalıyordu. Eğer Kur’an’ı ve Sünneti günümüzün şartlarına göre alimler yorumlayamazsa Işid gibi bela musallat olacaktır.

“ALİM BİLGİLİ, KÜLTÜRLÜ OLURSA ADALET OLUR”

İnsan ile vahiy arasındaki canlı bağlantı, peygamberin ölümünen sonra kopmuştur.  Günümüzde zaman ve mekana göre metinler alimler tarafından Kur’an ve Sünnet çizgisinde tekrar yorumlanmalıdır. Müslüman canlı ve diri güçlü olmalıdır. Çünkü Müslüman alim bilgili, kültür bir o kadar güçlü olursa dünyada adaletin ikame edilmesi daha kolay olur.  Alim bir insan, toplumla iç içe olmalı, toplumun gelenek örf adetini göz önünde bulundurmalı. Alimine düşen görevler de var. Zamanı ve mekanı toplumu göz önünde bulundurarak, alimler Kur’an’ı kendi anlamalı ve yorumlamalıdır.”

“SEKÜLERLEŞTİK, KİLİTLENDİK”

Panelin konuşmacılarından Prof. Dr. Aliye Çınar ise “Modern insan ve Müslüman kimliğin trajedisi” başlıklı bir konuşma yaptı. Modernleşmeyle insan aklının tutuk kaldığını kaydeden Prof. Dr. Çınar şöyle konuştu: “Sekülerleştik, kilitlendik. Bir gerilim ortamı oldu ve biz kitaba nasıl gideceğimizi hala bilemiyoruz. Akıl, bilgi, iyi insan arasında ilişki var. Varlık yani Allah, akıl değer arasında insana çok önemli bir görev yüklüyor. Canlı örneklerini Osmanlı külliyelerinde, camilerde  görmekteyiz.

 Bilgi ile değer arasında bir sorun var. Bilgi yukarıda zirvede ama değeri ayaklar altında. Çünkü bilge olmak için iyi insan olmamız gerekiyor.

“EGOİZM VE KAPİTALİZM İSANLIĞIN BAŞINA BELA”

16. yüzyılda modern insan, aklı tanrılaştırdı. Ruh ile bedenin birbirinden ayrıldığı söylendi. Gaip çok önemliyken bugün egoizm başladı. Egoizmin de insanlığın başına kapitalizmle birlikte bela olduğunu söyledi. Madde ön plana geçti. Bu da Müslümanlar da yaralı bir bilinç haline geldi. Bugün bilimadamları alternatif bir düşünce sistemi ortaya koymalı modernitenin insanları mahvetmesine izin verilmemeli ve acil bir çözüm ortaya konulmalıdır. Modernite insanları robotlaştırıyor. İlk önce iman etmeli, ilim elde etmeli, bilgiyi Kur’an ve Sünnet ile  taçlandırmalı ve akıl ile yorumlamalı.”

“300 BİN – 400 BİN İNCİL BİRBİRİNİ TUTMUYOR”

Avrupa İslam Üniversitesi Mannheim Lokasyon Sorumlusu Hayati Temur ve Yardımcısı Yılmaz Akılmak tarafından Ludwigshafen Gemeindehaus salonlarında düzenlenen, vatandaşların merakla izlediği toplantıda, Dr. Birol Gündoğdu da “Kutsal Hıristiyanlık metinlerinin tarihsel analizi ve etkileri” konulu bir konuşma yaptı. Dr. Gündoğdu konuşmasında kutsal Hıristiyan metinlerinin bugün bozulduğunu ve tahrif edildiğine işaret etti.

Kur’an-ı Kerim’in tahrif edilmediğini kaydeden Dr. Gündoğdu  “Kutsal Hıristiyan metinlerinde, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa nakil yapılırken eklemeler olduğu için tahrif edildi.  İnciller birbiriyle uyuşmuyor. 300 bin ile 400 bin incil arasında  fark var” diye konuştu.

Halka açık  ve ücretsiz gerçekleşen EIU panelleri her iki ayda bir farklı bir kentte gerçekleşiyor.

Ludwigshafen – Gazette Aktuell